İstinaf Mahkemesi, kadına yönelik şiddet vakalarında emsal teşkil edecek bir karara imza attı. Kararda, bir erkeğin beyzbol sopasıyla yaptığı saldırı, silah olarak değerlendirildi ve bu durum, sanığın cezasının artırılmasına neden oldu.
Olay, geçtiğimiz yıl bir kadın, eski eşi tarafından darp edildiği gerekçesiyle şikayetçi oldu. Darp edilen kadının şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, sanığın beyzbol sopası kullanarak kadına şiddet uyguladığı tespit edildi. İlk derece mahkemesi, sanığı, “kasten yaralama” suçundan ceza aldı. Ancak, kadının avukatı, beyzbol sopasının bir silah olarak değerlendirilmesi gerektiği ve bunun da cezanın artırılmasını gerektirdiğini belirtti.
Mahkeme, avukatın itirazını dikkate alarak, olayı yeniden değerlendirdi. İstinaf Mahkemesi, kararında, “Şiddet eylemlerinde kullanılan herhangi bir nesne, eğer zarar verme amacıyla kullanılıyorsa, silah olarak nitelendirilmelidir” ifadesini kullandı. Bu bağlamda, beyzbol sopasının da potansiyel bir tehlike oluşturduğu belirtilerek, sanığın cezasının artırılmasına karar verildi.
Kararın ardından, kadın hakları savunucuları ve hukukçular, bu örnek kararın kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir adım olduğunu vurguladı. Kadınların maruz kaldığı şiddetin ciddiyetinin ve bunun hukuki boyutlarının toplumsal bir sorun olduğuna dikkat çekildi. Bu tür kararların, gelecekteki davalarda da benzer bir yaklaşımın benimsenmesine zemin hazırlayacağı öngörülüyor.
Öte yandan, kararın etkileri sadece bu dava ile sınırlı kalmayacak gibi görünüyor. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için toplumda farkındalık yaratılması gerektiğini savunan uzmanlar, benzer davalarda daha dikkatli ve duyarlı olunması gerektiğinin altını çizdi. İstinaf Mahkemesi’nin kararı, kadına yönelik şiddet konusunda yargının tutumunu net bir şekilde ortaya koymuş oldu.
Bu kararın, özellikle kadına yönelik şiddet vakalarında, adalet arayışındaki kadınlar için cesaret verici bir gelişme olarak değerlendirildiği ifade ediliyor. Uzmanlar, mahkemelerin benzer davalarda daha duyarlı ve adil kararlar vermesi gerektiğini belirterek, bu tür emsal niteliğindeki kararların toplumda geniş yankı bulacağına inanıyor.